12 Ocak 2014 Pazar

Y Kuşağının İdeal İşveren Profili


İlk yazımın konusunun, benim de dâhil olduğum meşhur Y kuşağına dair olmasını istedim. Ülkemiz nüfusunun %35'i Y kuşağı ve çalışma hayatındaki kariyerleri hızla yükselmekte. Pek çok şirket Y kuşağı çalışanlarını mutlu edebilmek için araştırmalar yapıp, süreç geliştiriyor. En iyi yetenekleri bulup, geliştirmek ve elde tutmak adına amansız savaşlar veriyorlar. Savaştan galip çıkmanın yolu ise, Y kuşağını gerçekten anlayıp değer vermekten geçiyor. Harvard Business Review dergisinin 2013 Kasım ayı sayısında paylaştığı bir araştırma Y kuşağının ideal işveren tablosunu bizlere gösteriyor.

20 üniversiteden 776 öğrencinin katıldığı araştırmaya göre, Y kuşağının ideal işverenin ilk özelliği yaratıcılık. Yaratıcılıklarını kullanabilecekleri ve girişimciliğin desteklenmesi en önemli kariyer hedefleri olarak karşımıza çıkıyor. Şirketlerin sunduğu kişisel ve profesyonel gelişim fırsatları, yöneticilerinin mentorluk edip bilgilerini paylaşması ve ileri akademik destek, Y kuşağını şirketlere çeken faktörler. Kariyer yolunun net olması da bu kuşağın ilgisini çeken noktalardan biri.

Kariyer yoluna paralel olarak organizasyon yapısının net olması da önemli. Yapılan araştırmada, benim de çalıştığım sektör olan bankacılık sektörünün kan kaybetmemesi ilgi çeken bir unsur olmuş. Bankacılığın, halen Y kuşağının önceliklendirdiği sektörlerden biri olmasının sebebi iş zenginliği olarak belirtilmiş. Bankada farklı bir birimde göreve başlayan biri birkaç yıl içinde çalışmak istediği farklı bir departmana geçiş yapabiliyor. Aynı çeşitliliği sağlayan diğer sektörler olarak, hızlı tüketim ve telekomünikasyon sektörlerini söyleyebiliriz.

İdeal işverenleri betimleyen kelimeler ise, inovasyon, kalite ve prestij olarak belirlenmiş. İnovasyon, yenilikçilik ve yaratıcılığı içinde barındırdığından dolayı Y kuşağı için giderek artan öneme sahip değerlerden. Prestij ise şirketin finansal gücü veya karlılığı değil, Y kuşağının akranları arasındaki bilinirliği ve algısı olarak vurgulanıyor.

Son olarak ideal işveren olarak seçilmekten daha zor olan bir şey var ki, o da bu ünvanı koruyabilmek. Ünvanı koruyabilmek şirketlere ilave sorumluluk getiriyor. İdeal işverenden beklentiler yüksek olduğu için beklentiler karşılanmadığında acımasız Y kuşağı şirketi hızla aşağıya çekebiliyor. İdeal işveren kavramının yalnızca algıda kalmaması ve gerçekliğe dönüşmesi ancak organizasyonların çabasıyla mümkün olacak.

Y kuşağının kalbini çalmanın yolu keşfedilmemiş yeni yollar açmaktan geçmiyor aslında. Güncel olmak ve kişiliklerini özgürce yansıtabilecekleri şekilde çalışmak iş hayatından beklentilerinin temelini oluşturuyor. Asıl mesele bu zorlu kuşakla sağlıklı işbirlikleri oluşturup, şirketin geleceğini beraber inşa edebilmekte. Bu denklemi çözebilen şirketler Y kuşağının ilgisini çekmeyi başaracaklar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder